İnsan tarafından yapıldığında “zekice” olarak adlandırılacak işleri yapabilen sistemlere verdiğimiz bir isim olarak “yapay zekâ”nın insanın yaptığı ve nasıl yaptığını bildiği tüm işleri yapabileceğini varsayıyoruz. Bu, adımlarını bildiğimiz her işi yapay sistemlere yaptırabileceğimiz anlamına geliyor. Ancak insan sadece sistematik olarak basamaklandırabildiği işleri yapabilen bir varlık değil. İnsan akıl yürütme, hesap yapma ve karar verme yetilerinin ötesinde yaptıklarının farkında olan, basamaklandıramadığı “yaratıcı” edimleri olan, eylemlerini eyleyen bir “ben” olduğuna inanan, eylemlerinden ahlâki ve hukukî olarak sorumlu olmasına müsebbip bir “irade” sahibi olan ve kendisine özel ve öznel deneyim yaşayabilen bir varlıktır. Bu yönüyle insan zihni, zekâdan çok daha fazlasıdır. Klasik felsefî tartışmalarda yapay zekâ kavramı, “insan düzeyinde zekâ” anlamında kullanılmaktadır. Fakat “insan düzeyinde zekâ” tanımı da kendi başına muğlak bir içeriğe sahiptir. Zekâ, insanın hedeflere ulaşma yeteneği, bilgi edinme ve uygulama yeteneği, hesaplama ve akıl yürütme yeteneği gibi farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Bu yönüyle, “insan düzeyinde yapay zekâ”yı bir problematik hâline getiren klasik zekâ tanımlarındaki yetiler değildir. Çünkü bugün bilgisayarların ya da yapay zekâ uygulamalarının bu yetilere hâlihazırda sahip oldukları bilinmektedir. “İnsan düzeyinde yapay zekâ” kavramını tartışmalı bir mesele hâline getiren şey; “insan düzeyinde zihin” anlamında kullanılmasıdır. Yapay zihnin imkânını tartışmak beraberinde bilinç, özbilinç, özgür irade, benlik, yaratıcılık gibi kavramların da yapay sistemler ile birlikte düşünülmesini gerektirmektedir. Yapay zekâ ile ilgili kapsamlı bir etik değerlendirme yapmak ve bir gelecek projeksiyonu oluşturmak isteniyorsa yapay zihin tartışmasından doğan problemlerle yüzleşmek öncelikli bir koşul olarak göze çarpmaktadır.
2009 yılında Bilkent Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olmuştur. Lisans eğitimi süresince zihin felsefesine yoğun ilgi üzerine devamında yüksek lisansını John Searle’ün zihin felsefesi üzerine hazırladığı tezle tamamlamıştır. Doktorada ise zihin felsefesi çalışmaları yapay zekâ odağında özelleşmiş, “Yapay Zekâ Felsefesinde Bilinç Problemi” başlıklı teziyle doktorasını tamamlamıştır. Doğan’ın zihin felsefesi, bilinç, yapay zekâ felsefesi, yapay zekâ alanlarında birçok makalesiyle birlikte Yapay Zekâ ve Bilinç isimli bir kitabı bulunmaktadır. 2011 yılında araştırma görevlisi olarak işe başladığı Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görevini sürdürmekte, zihin felsefesi, yapay zekâ felsefesi, dil felsefesi, bilgi felsefesi, metodoloji ve hermeneutik alanlarında dersler vermektedir.