Ankara’nın tarihî merkezi olan Ankara Kale’sinde 1980’lerin sonundan beri ve Hamamönü’nde ise 2007’den beri hem yerel yönetimler hem de özel sektörden yatırımcılar ve küçük işletmeler tarafından koruma, renovasyon, restorasyon ve kentsel dönüşüm faaliyetleri sürdürülüyor. Bu esnada, bölgeye tam olarak ait olmayan bir otantiklik, estetikleştirme yoluyla oluşturuluyor ve yeni bir nostalji kültürü yaratılıyor. Hem turistlerin hem de kent gezginlerinin tüketimine yönelik kültür mekanları inşa ediliyor. Küreselleşmeyle birlikte kopan yerel aidiyet bağları da bu mekanlardaki nostalji kültürüyle yeniden gündeme geliyor. “Ankara Kalesi ve Hamamönü’nde Yeniden Yaratılan Nostalji” araştırması, işte bu kültürün oluşumunu ve içinde barındırdığı farklılıkları, yaratılan mekanlar üzerinden inceliyor. Toplumsal belleğin, geleneklerin, geçmişe dair algıların ve özlemlerin Ankara’nın kent kültüründeki yansımalarına odaklanıyor.
Lisans eğitimini ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini ODTÜ Avrupa Çalışmaları Bölümü’nde ve doktorasını ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nde 2016’da tamamladı. Doktora tezini Türkiye’de kadın ve din üzerine yapılan etnografik çalışmalar üzerine yazdı. 2017 yılının Ağustos ayından bu yana Yüksel Erimtan Kültür ve Sanat Vakfı’nın araştırma desteğiyle “Ankara Kalesi ve Hamamönü’nde Yeniden Yaratılan Nostalji” konulu kent sosyolojisi araştırmasını yürütmektedir. Bu araştırmanın yanısıra toplumsal cinsiyet ve din konusundaki çalışmalarını sürdürmekte ve sosyal bilimler ve güzel sanatlar alanlarında çevirmenlik yapmaktadır.