Picasso’nun 1930’larda Suit Vollard’da yer verdiği kahramanlarını yıkım ve trajediye doğru yönlendiren dramatik bir ivmeden ve ivmenin kişisel bir gerekçeden ziyade İspanya ve Avrupa’nın büyük ölümler ve yıkımla sonuçlanacak savaşlara girmek üzere olmasıyla alakalı olduğundan bahsedilir. Bugün de içinde bulunduğumuz şartlar nedeni ile benzer kaygılar duymak mümkündür. Fulya Turan’ın resimlerinde yer verilen yıkım da, kişisel bir gerekçeden ziyade dönemin bu şartlarından kaynaklanmaktadır. Boğa çağrışımları arasında gücü ile doğayı yerle bir eden buldozer, yaşam şeklimize ve kültürel mirasımıza karşı potansiyel tehditlerin bir araya getirildiği “Yıkım” serisinde yer alan resimlerde iktidarın yıkıcı yönünü vurgulayan bir metafor olarak ele alınmış, boğanın kendisi değil, yıkıcı yönü ile adını verdiği iş makinesi, bir güç ve iktidar imi olarak ana eksene yerleşmiş ve günümüz belgelenmiştir.
Lisans derecesini Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü'nde; yüksek lisans ve sanatta yeterlik derecelerini Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Bilim Dalı’nda yapmıştır. Yurtiçinde gerçekleştirdiği kişisel sergilerin yanı sıra yurt içinde, İtalya ve ABD’de karma sergilere katılmıştır. “Aforizmalar”, “Beyaz Yaka”, “Entropi”, “Ox-y-Moron”, “Yıkıldık Ey Halkım Unutma Bizi”, “Tarih Tekerrür Eder”, “Güç ve İktidar İmleri” ve “İyi Uykular” gibi birbirine değerek çeşitlenen projelerinde yer verilen eserler ile çağa tanıklık edilmekte ve bireysel, evrensel, bilimsel, toplumsal ve yerel merceklerden, değişik bakış açıları ile o ana ait veriler ile toplumsal/öz eleştiri yapılmaktadır.